İnanç ve İntihar - 1917 Fatima Olayı

Size bir olaydan bahsetmek istiyorum. Muhtemelen yüzde 99,9 unuz duymadı bu olayı. Çünkü bende yeni öğrendim. Aslında çok büyük bir olay ama sanki bilerek yayılması engellenmiş gibi. Olaya geçelim.

Olayın adı "Fatima Olayı" diye geçiyor. 1917 de Portekiz'in Fatima şehrinde 3 çocuk açık bir alanda Hz. Meryem'i görüyorlar. Çocuklar 7, 8 ve 10 yaşlarındalar. Bir oğlan iki kız. Kızlar Hz. Meryem i hem görüyor hem duyuyor ama oğlan görüyor ama duymuyor. Hz Meryem onlara her ay aynı gün aynı saate buluştukları yere gelmelerini söylüyor ve onlarla görüşüyor. Ve ilk görüşme de kimseye kendisi ile buluştuklarını anlatmamalarını istiyor. Ama 7 yaşındaki küçük kız dayanamıyor ailesine söylüyor ve olay burada başka bir hal alıyor. 

Neyse detaya girmeyeyim, olay halk arasında duyuluyor. O zaman Portekiz de din düşmanı bir yönetim var. Onlar da rahatsız oluyorlar bu durumdan. Çocukları baskı altına alıyorlar, aileler inanmıyorlar çocuklara başta. Çocuklar zorlu süreçlerden geçiyorlar ama vazgeçmiyorlar dediklerinden. Ve her ay buluşmaya gidiyorlar. Ve onlarla beraber her buluşmada giderek artan bir kalabalık gidiyor onlarla. Ve en can alıcı kısım şimdi geliyor. Diyebilirsiniz ki bu olay yalan falan yada çocuklar uydurmuşlar falan diyebilirsiniz ama öyle değil. 

 

 

 

Son buluşmaya 70 bin kişi gidiyor ve Hz Meryem çocuklara bir mucize göstereceğini söylüyor ve halka söylemelerini istiyor. Gazeteciler ve kameramanlarda oradalar. Ve kayıt alıyorlar. İnanan inanmayan herkes orada. Ve Hz Meryem "Güneşe bakın" diyor. Ve güneş başlıyor hareket etmeye. Değişik ışık hüzmeleri ve güneşin hareketleri oluyor. Bir ara güneş insanların üzerine doğru geliyor ve herkes korkuyor. 70 bin kişinin hepsi bu olaya şahit oluyor ve gazeteciler köşelerinde bunun doğruluğunu yazıyorlar.

 

 

Çocukların en büyüğü olan kız büyüyünce rahibe olup, Vatikan'da vazife alıyor. Ve Papa'ya yanlış hatırlamıyorsam 3 farklı zamanda Hz Meryem den mesajlar iletiyor. Bunların bazıları halka açıklanıyor ama bazıları açıklanmıyor. Diğer çocuklar ise bir sene sonra vefat ediyorlar. Ve zaten bunu önceden Hz Meryem onlara söylemişti ve çocuklar bunu biliyordu. 

2020 de filmi de yapılmış. Buraya imdb linkini bırakıyorum. Ayrıca aşağıya bilgi edinmek isteyenler için başka linklerde bırakıyorum. 

 

İntihar ve İnanç Kısmına Gelelim Şimdi

Bir yaratıcıya inanmak için birçok sebebin mevcut olduğunu görüyorum bu hayatta. Yukarıdaki olayda onlardan biri. Ve eğer inançlı olmasa idim, çoktan mezarda çürüyüp gitmiş olacaktım. Beni geçmişte ve şu anda hayatta tutan şey inancım. Biliyorum ki bu hayatın bir amacı var, her ne kadar ben bunu kavrayamasam da. Ben her ne kadar kaybolsam da biliyorum ki, yaşadıklarım boşa değil, anlamsız değil. Biliyorum ki bir anlamı var bu hayatın. Ve diyorum ki kendime, evet anlamıyorum bazı şeyleri ve evet hayat bazen nefes almaktan nefret ettiriyor insanı. Ama benden büyük, beni bilen, beni yaratan bir yaratıcı var. Beni benden iyi bilen bir varlık var. Ve beni boşuna yaratmamış, hiç birşeyi boşuna yaratmadığı gibi. Benim de bir vazifem var diyorum bu hayatta. Ve anladığım kadarıyla vazifemi yerine getirmeye çalışıyorum inandığım şekilde düzgün ve dürüst bir hayat yaşayarak. 

İşte beni hayatta tutan tek şey bu düşünce. İnanç insanı intihardan uzaklaştırdığı gibi, ona bir hayat amacı da veriyor. Yoksa yaşamak tamamen anlamsız kalıyor. Dostoyevski'nin, "Tanrıyı hayattan çıkarırsanız hayatın bir anlamı kalmaz" gibisinden bir lafı vardı. İşte aynen öyle ama bunu rahat yatakta iken, mutluluklar içinde yüzerken anlamak mümkün değil. Zorlu süreçler içerisindeyken, kendimizi ve hayatı sorgularken anlamak mümkün.

 

Wikipedia Linki İngilizce