Sonunda Mülteci de Oldum. Evet Ben. Yani Bu Sitenin Sahibi

 

Bu yazacaklarımı yazmayacaktım aslında ama hem okuyuculara belki bir örnek olsun, hem ben konuyla ilgili yazılı bir metin bırakmış olayım dedim. Konumuz sitenin genelde işlediği konuların dışında, başlıkta gördüğünüz konudur.

Evet sevgili okurlar, arada bir yeni yazı var mı diye siteyi kontrol edenler ve yazıştığım güzel insanlar... Ben Avrupa'da bir ülkede mülteciyim artık.

Aslında bir buçuk senedir mülteci durumundayım. Öncesinde ise Türkiye'de zorlu şartlar altında yaşamaya devam ediyordum. Sitedeki yazılarımın çoğunu bu süreçte yazdım. İntihara o kadar meyilli idim ki, kendimi buna bir çözüm bulmaya adamıştım diyebilirim. Yani yazılarımı sadece sizler için değil, kendim için de yazıyordum. Bazı arkadaşlar bana tepki gösteriyordu, niçin kimliğimi gizlediğime dair. Açıkçası gizlemem gerekiyordu. Yoksa bu satırları yazacak bir ben olmayabilirdi.

Suçum mu ne? Ben de bilmiyorum gerçekten. Şiddete karşı olan ben, insanlara iyilik dışında birşey düşünmeyen, okuduğu her okulda örnek öğrenci olan ben suçlu idim. Neyse, ülkemizde sadece gerçek suçluların hapis yatmadığını hepimiz biliyoruz. O yüzden detaylara girmeyeceğim. 

Bir küçük oğlum var, önceden bahsetmiştim. Bir eşim var beni hiç yalnız bırakmayan. "Hayat Güzeldir" filmi var ya, hani şu yahudilerin katledilişini anlatan. Baba oğluna oyun gibi aktarıyor her durumu. Heh işte bizim içinde öyleydi herşey. Bizim oğlan oyun oynuyoruz sanıyor ama biz can derdindeyiz. Yazılarımı takip edenler bilir. Kendimi çok yaşlı hissettiğimden, çok sıkıntılar görüp geçirdiğimden ve intihar düşüncesinden bahsederken, kendimin bile buna karşı koyabildiğinden bahsetmiştim. Bunlar yalan değildi. Suratım genç ama ruhum yaşlı. 

Bu hayatta heyecanlandığım hiçbirşey yok. Gülmüyorum nerdeyse. Kimseyle konuşmak istemiyorum çünkü boş laf konuşulan her söz. Avrupa'dayım diye sevinmem gerekir değil mi? Ülkedeki çoğu kişinin hayalidir belki buralarda yaşamak. Bilemiyorum. Ama ben dediğim gibi gülmüyorum artık, gülemiyorum. Mevzu intihar, şu, bu mevzusu da değil artık. Zaten şu an bir nevi ölü olduğumdan, intihar düşüncesi komik geliyor artık. Ölmüş olanlar ölemezler değil mi?

Bir şekilde popüler olmak ülkedeki hemen hemen herkesin istediği birşey değil mi? Herkes yeteneklerini, güzelliklerini, bildiklerini göstermek istiyor, toplumda yeri sarsılmaz bir konum elde edebilmek için, tatmin için. İstesem bende olurum popüler, o kadar çok şey biliyorum ki. Hiç zor değil yani. Ama gizliyorum kendimi hala. Çünkü kimsenin beni görmesini ve bilmesini istemiyorum. Bir nevi ölüyüm çünkü. Kendimi sergilemeye ihtiyacım yok. Ve ayrıca insanların beni tüketmesine de.

İşte bu son cümle, insanların beni tüketmesi meselesi. Açık açık söylüyorum, kim ne düşünürse düşünsün: Bu zamanda insanların en az yüzde 95'i salak ve cahil. Bu önceden daha az bir orandaydı. Çünkü insanı salaklaştıracak malzemeler daha azdı. Şimdi tüm sistem bunun için çalıştığından belki oran yüzde 99'a bile yükselmiş olabilir. Kendi zekamda konuşacak bir insan bulmak mümkün değil malesef. 2 3 insanı aşamadım henüz ama onlarda dünyanın farklı yerlerindeler. Ve bu avam cahil tabakaya gelelim. Bunlar az yetenekli, bilen birini bulmasınlar, görmesinler. Hemen ağlarını bu kişiye geçirip bu insanı tüketmeye başlıyorlar. Kurtulmak ise neredeyse imkansız. Vicdan yaptırıp istediklerini elde etmek için herşeyi yapıyorlar. Geldiğim bu yeni ülkede bile, asosyal takılıp, kendimi kapatmama rağmen yine ağlarına takılıyorum. 

Neyse, asıl konumuza dönelim. Asıl konumuz neydi? Ben de bir mülteci idim. Ülkem için çok şeyler yaptım ama malesef sonumuz ülkeden kaçmak oldu. Aslında uzun süre bekledim, kaçmadım, dedim belki birşeyler çözülür ama bu insanlar çocuklara ve kadınlara acımadıklarından, en sonunda kaçmak zorunda kaldım. "Kaçmasaydın, burda kalsaydın" falan diye nutuk çekenler var orda burda. Onların tuzu kuru da konuşuyorlar. Birileri(Bizim şanlı devlet görevlilerimiz!!!) bu nutuk çekenlerin makatlarından cop soktuklarında, eşlerine tecavüzle tehdit ettiklerinde veya bazen tecavüz ettiklerinde, çocuklarını ortada bıraktıklarında, açıkçası hayatın gerçekleriyle karşı karşıya kaldıklarında elbette nasıl farklı konuşacaklarını göreceksiniz. Biz vatanımızı sevdik ama o bize demediğini ve yapmadığını bırakmadı. Hala seviyoruz ama kırgınız, hem de çok. Ve vatansızız. 

Yazı belki biraz politik oldu ama varsın olsun. Tarihe not düşeyim dedim. Biri de çıkıp gerçekleri yazmalı değil mi? Satın alınmış medya bunları yazacak değil ya. Ama düşünmek ve canınız sıkılmasın istiyorsanız; Netflix, TV8, bilimum tv kanalları yada futbol, sosyal medya ve bilgisayar oyunlarına kendinizi gömebilirsiniz. Diğer Yüzde 95 gibi. İyi uykularrr....

Sonunda Mülteci de Oldum. Evet Ben. Yani Bu Sitenin Sahibi Sonunda Mülteci de Oldum. Evet Ben. Yani Bu Sitenin Sahibi Reviewed by Kerem Yeniyurt on 19:47 Rating: 5

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.