Buraya Yazmak İsteyip de Vazgeçtiklerim...

 

Bazen açıyorum bilgisayarı, diyorum şuraya şunları yazayım diyorum. Sonra yazmayı düşündüklerimin tekrar üstünden geçerken, vazgeçiyorum yazmaktan çünkü bazen yanlış anlaşılmasından, bazen de hiç anlaşılmama ihtimalinden dolayı. 

Neyi, nerede, ne zaman söylediğiniz ve kime söylediğiniz çok önemlidir. Bunu ne kadar kavrarsak kavrayalım, önemini unutuyoruz bu kuralın. Her doğru her yerde söylenmez. Her gerçek herkese anlatılmaz. Herkes herşeyi bilmek zorunda değildir. Herkesin zeka ve anlayış seviyesi bir değildir. Herkesin dünyaya bakışı, hayata bakışı ve algılayışı da bir değildir. Yani özetle anlatılacak şeyin nerede nasıl algılanacağı bilinmesi imkansız bir durumdur.

Ben de derin meselelere gireyim diyorum ama sonra zamanın esiri olmuş kişilere neyi ne kadar anlatabilirsin diyerek vazgeçiyorum. Zaten artık yanlış zamanda doğduğumu düşünmeye başlayıp, iyice kabuğuma çekildim. Ne bişey yazasım, ne bişey anlatasım, ne konuşasım ne de dinleyesim var kimseyi. Bak kendimi anlatmaya başlamışım bile. Oysa bu benim ilkel ihtiyacımdan doğan bir dürtü. 

Güzel insanlar mevcut yazılarımı okuyan, akıllı (zeki değil), anlayan, kendini geliştirmeye çalışan. Onlara değil lafım. Asıl çoğunluktan bahsediyorum. Mesela bir konu hakkında yazmışım bişeyler. Eleman "Saçmalık bu" tarzında yorum yapıyor. Bazıları ise, mevzuyu anlamaktan aciz. Meselenin kendinde bittiğinin farkında değil. Hep başkaları suçlu onlara göre. 

Masamda küçük bir tahtam vardır. En son oraya şunu yazdım: "Problem sende, kendine bak". Oysa ben kimseye bişey yapmadım, kimsenin tavuğuna kış demedim ama problemin bende olduğunu kabul ettim. Bakışımı değiştirmeliyim ki, gerçeğe ulaşabileyim. Peki gerçek ne? İşte bunlar derin mevzular. Buralara yazmak isteyip de yazmadıklarım.

Sizce ben niye tahtama böyle bişey yazdım? Kimseyle bir derdim yok, hep kırılan, itilen kakılan olan ben, niye itilip kakılmaya hem izin verip, hem de problem bende diyorum? Problem itilip kakılmaya izin vermem değil, buna nasıl tepki vermem gerektiğinde. Burada işte zamanı aşmaktan bahsediyorum. Siz buna aptallık diyebilirsiniz tabi. Ben bu dünyanın kurallarını kabul etmiyorum, kuralları kendim koymaya çalışıyorum. Ama bir yandan bu kurallar içinde hayat sürdürmeye çalışanların gözünü açmaya çalıştım hep. Oysa onlar bunu istemiyordu ki. İstemeyen adama ne anlatılır? Cevaplar herkesin gözü önünde duruyor ve aslında ben yeni hiçbirşey anlatmayacağım eğer anlatsam. Sadece düşünmek gerekiyor, tefekkür gerekiyor, okumak gerekiyor görmek için. 

Çok soyut konuştuğumun farkındayım. Odaklanmadan okursanız muhtemelen hiçbişey anlamazsınız. Ama şunu diyeyim, "Arayan bulur. Bulanlar arayanlardır"

Buraya Yazmak İsteyip de Vazgeçtiklerim... Buraya Yazmak İsteyip de Vazgeçtiklerim... Reviewed by Kerem Yeniyurt on 17:47 Rating: 5

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.