Herkesin Bir Derdi Var


Hep şikayet ettiğimiz dertlerimiz. Dertler, dertler. Hiç bitmez. Biri biter, diğeri başlar. Ama hiç bitmez. Çünkü insanız biz. Derdimiz olmasa da biz uydururuz. İlla bir derdimiz olmalıdır yani. Onsuz yapamayız. Herşeye sahip olsak bu sefer de canımız sıkılır. Derdimiz can sıkıntısı olur. Ve hatta o durumda şöyle düşünürüz: "Dünyanın en büyük derdi benim derdim." Çünkü can sıkıntısı hiç bişeye benzemez. Yapacak bişey bulamazsınız. Bir amaç bulamazsınız tutunacak. Ölümden başka çaresi yoktur can sıkıntısının.

Dertlerinizin kıymetini bilin yani. Onları sevin. Çünkü bu dertler bittiğinde en kötüsü başlayacak. Dua edin de bitmesin.

"Kafası güzel" bunun diyebilirsiniz benim için. Evet belki de öyle, düşünme kıtlığı çekenler için.

Yukarıda "dert" için söylediğim şeyler, aslında sadece bir insan tipine hitap ediyor. O da belkide insanlığın yüzde 99 una denk geliyor. Ama yüzde 1 lik kısma girdiğinizde artık yukarıda bahsettiğim gibi düşünmeyeceksiniz. Dertleriniz dert olmaktan çıkacak. Artık durmadan onları düşünmeyeceksiniz. Onlarda herhangi bir şey gibi hayatınızda yer alacaklar. Mutlu anlarınızdan bir farkı olmayacak dertli zamanlarınızın.

Neyse şimdi boşverin yüzde 1 lik kısmı. Zaten çoğunuz da ulaşamayacak o yüzdelik kısma, böyle birşeyin farkına varamayacak ve o farkı tadamayacaksınız. Dertleriniz hep, herkesin derdinden çok büyük olacak. En önemli olan sizin dertleriniz olacak. Banane başkasından canım diyeceksiniz. Ben kendimden sorumluyum. Ve bu derdimi çözmek için herşeyi yapmalıyım diyeceksiniz. Onun için uğraşacak, didinecek, hayatınızın bir bölümünü onun çözümüne adayacaksınız. Sonra başka bir derdiniz olacak. Aynı şeyi onun için de yapacaksınız. Ve böyle sürüp gidecek. Bi bakacaksınız ki, belki de bakmayacaksınız bile, hayat bitmiş, ömür tükenmiş, siz ordan oraya koşturup durmuşsunuz dertleriniz için. Belki de hiçbirini çözememişsiniz bile. Boşa geçen bir hayat örneği.

Tabi burada değindiğim dertler insanlığın çoğunluğuna hitap eden dertler. Maddi olarak zengin olma, sevme, sevilme, şöhret olma, kendini kanıtlama gibi dertler.

Bir adam vardır, derdi sevilmektir. En çok bunu ister. Bir kıza tutunur, aşık olur. Oysa aşk değildir bu. Sevilmek için sever ve bağlanır. Kız da bunu sevmiş gibi göründü diyelim. Bi süre sonra kız bunu terkeder. Adam kahrolur ve intihar eder.

Bu çok klasik ve yaşanan bir örnek ve kendini çözümsüzlük içinde bulan adam, çözümü bu şekilde buluyor kendine göre. Oysa meseleye başka türlü bakabilseydi, böyle olmazdı. Ama daha kendinin farkında değil ki. Ne istediğini bilmiyor daha. Ana babası o küçükken gereken sevgiyi verememişlerdir. Ama o da buna takılıp kalmıştır. Aşamamıştır bunu. Ve sonuçta kendine zehir etmiştir dünyayı.

Böyle insanlarla dolu heryer. Zaten dediğim gibi tahminice yüzde 99 u bu şekilde dünya insanlarının. Takılıp kalmışlar bir derde. Çıkamıyorlar ordan. Herkes bi şeylerden yakınıyor. Herkes elinde olmayanı istiyor ve onu dert haline getiriyor. Kimse de sahip olduklarına şükredip öyle yaşamıyor. Elimde olmayan zaten elimde değildir, ben elimdekilere bakmalıyım diyemiyor. Elimdekilerle ne yapabilirim demiyor. Elimde olmayanları elde etmeliyim diyor. Bak diyor, herkes ona sahip ama ben değilim. Bende elde etmeliyim onu. İhtiyacı olmayan şeyi, herkeste var diye elde etmeye çalışıyor. Hayatını bu nedenle boş uğraşlar peşinde harcıyor. Ama farkında mı, malesef değil.

Ama peki nedir çözüm? Nasıl kutulacağız bu durumdan? Çözüm basit ama zor aynı zamanda. Basit, çünkü yapılacak şey belli ve bunun için ekstra birşeye ihtiyacınız yok. Zor, çünkü çevrenizin etkisi hala üzerinizde olacak bu süreçte. Ve belki de hiçkimse de görmediğiniz bir şeyi yapıyor olacaksınız. Peki nedir yapılması gereken. Çok basit, "Düşünmek". Ama nasıl? "Soru sormaya başlayarak". Cevap bu kadar aslında. Bakın ne kadar da ucuz bir çözüm ve her zaman da yapabilirsiniz. Ama büyük ihtimal işinize gelmeyeceğinden ve dertlerinizin etkisinden kurtulamayacağınızdan, "amaaaan" diyecek, geçip gideceksiniz. Herkesin yaptığı gibi...
Herkesin Bir Derdi Var Herkesin Bir Derdi Var Reviewed by Kerem Yeniyurt on 05:06 Rating: 5

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.