Evlilik Üzerine ve İntihar

Evlilik hiç evlenmemiş olanlarca hiç bilinmeyen, bilindiği sanılan, yürütmesi zor, fedakarlık isteyen, dürüstlük gerektiren bi durum diyebiliriz. Şimdi evliliğin tanımını detaylı yapmaya gerek yok. Sadece bir hatırlatma babında yazmış oldum.

Magazin haberlerinde devamlı görmekteyiz. Evlenip boşanan sürüyle insanı. Sözde çok severek evlenip çoğu kısa bir süre sonra hüsranla biten evlilikler. Benim şöyle bi düşüncem var bu ünlü insanların boşanma oranının yüksek olmasıyla alakalı.(Tabi yüksek oran dedim ama elimde bir kanıt yok, saymadım da, sadece bi gozlem)

Bu ünlü arkadaslar şöhretli olduklarından dolayı, herkes tarafından ilgiyle takip edildiklerinden, parmakla gösterildiklerinden, zengin olduklarından, vs vs dolayı egosu tavan yapmış, kendini üst düzey gören, kendine güveni everest olmuş insanlar. Yani birileriyle kıyaslandıklarında, kendilerini ya ondan üstün, degilse bile yedirmem kendimi şeklinde yerini sağlama alan insanlar. Ama evlilik bambaşka bişey. Fedakarlık ister, haklıyken bazen geri çekilmek gerekir, bazen susmak gerekir, empati yapmak gerekir. Evliliği yürütmek başlı başına bi iştir ve bence güzel yürütülen bir evlilik bir sanattır.

Yani ben biliyorum, ben haklıyım, kendimi yedirmem, altta kalmam tarzı düşünceleri kaldırmaz evlilik. Ama bu tarz düsünceler yukarıda tanımını yaptıgım ünlülere cuk oturan düsünceler.(Tabi bütün ünlüleri bu kadroya dahil etmek haksızlık olur, hayatın çemberinden geçmişleri de biliyoruz). İste bu nedenle ünlülerin evliliklerinin çok uzun sürmedigini düsünüyorum. Tabi hatalı da düsünüyor olabilirim.

Şimdi ünlülerden asıl konuya geçecek olursak, ünlülerde saydığım diğer problemler diğer insanlar içinde geçerli. Ünlülerin o özellikleri üst noktada taşıdıklarını düşündügüm için onları örnek verdim. Evliliğin nasıl bittiğini örnekleriyle görelim diye.

Evlilikle ilgili diğer bir meselede, evlenmeden önce eş seçiminin doğru yapılması. İşte bu nokta hatanın başladiği yer aslında ve en önemli kısım. Kimileri sadece fiziğe bakarak, kimi 3 5 hobi ve yaşam tarzı uyuşmasına bakarak, kimi zengin olduğundan, kimi kendi konumuna layık gördüğünden, kimileri ise ki bunu yapan az malesef, hakikaten kendine uygun olup olmadıgını araştırarak evlilik yapıyorlar. Son madde hariç hepsi, aslında evliliğin yıkılması için büyük bir neden.

Bazı arkadaşlar soruyorlar neye bakmalı, neyi arastırmalı karşı tarafta diye. Çok da güzel değil sanki tarzında şeyler söylüyorlar. Diyorum ki, hayal et ki bi pastanenin önünden geçiyorsun. Ekmek de satan bi pastane. Vitrinlerde bi sürü güzelce süslenmiş pasta. İnsanı cezbediyor resmen. Bi tarafta da ekmek. Hepsi bi arada ve ekmek işte. İnsan ister istemez seçecek olsa önce pastalardan birini seçecektir. Ama şu var ki, hergün pasta yenmiyor. Ama ekmek yeniyor. Yani güzel bir insanla evlendin ama kısa bi süre sonra artık senin için güzelliği bişey ifade etmez hale gelecek ve bazı huyları belki de sana batacak da batacak. Tabi evlenmeden önce size hiç öyle gelmeyecek ama aynen böyle durum. Bu nedenle onun doğru insan olup olmadığını anlamak icin şu soruları sorun;

• Hakikaten iyi ve dürüst bir insan mı?
• Niçin sizinle evlenmek istiyor, yani neyinize vuruldu? (Gülüşünüze vurulduysa baştan bitmiş o iş demektir.)
• Hayatınızda ki amaçlarınız birbiriyle uyuşuyor mu? (tabi bir amacınız varsa)
• Ailesi nasıl bir aile? Neye önem veriyorlar, nasıl bir ilişkileri var? Çünkü adayınız ailesinde nasıl yetiştiyse öyle davranacak.
• Evlenmek için doğru zaman mı sizin için?
• İleride olabilecek olası problemleri gerçek bir şekilde konusup tartıştınız mı?

Ve daha başka sorularda eklenebilir. Ama şimdilik aklıma gelen önemli sorular bunlar.

Eğer bu soruların cevaplarının hepsinde olumlu sonuç aldı iseniz evlenin gitsin. Yoksa sıkıntı olur ve evliliğin bitmemesi için kaldıramayacagınızdan çok fedakarlıklar yapmak zorunda kalabilirsiniz.

Şimdi ise intiharla ilişkisine gelirsek, mutsuz evlilikler intihara meylettirici birer unsurdur. (Bilimsel konuşmuyorum, sadece gözlem) Ortada kalan çocuklar, geçimsizlik, sevmediğin insanla aynı yastıga baş koymalar, hep beraber bulunmak zorunda kalmalar, ardından boşanmalar. Ünlü arkadaslar bu konuda biraz daha geniş ve rahat olabilirler ama halkımız olarak bunlar insanımızı çok zorlayan durumlar. Ve sonrasında, çozümsüz vakalar sonrası başka unsurlarında eklenmesiyle intiharlar gercekleşiyor malesef. Sonra da şöyle şeyler duyuyoruz; "Anlamadık niye intihar etti, hiç bi sıkıntısı yoktu aslında". Size göre birşeyi yoktu ama bir de gelin de ona sorun. Eşi tarafından anlaşılmama, ilgilenilmeme, sevgi görmeme, birde üstüne ona katlanma, çocuklar, kendi hayatını yaşayamayıp, istediklerini yapamama. Sonra ben niye yaşıyorum ki demeler. Sorunun çözümünü de bulamayıp bunalmalar ve intihar. Haberlerde çok görüyoruz tabi daha haberlere çıkmayan daha ne vakalar...

Evlenmemiş olanlara tavsiyelerim ve evlenmiş olanlara hayatlarını eşleriyle konusup düzenlemeleri için tavsiyelerim bunlar. Son paragrafta yazdığım durumlara düşenler ise vazgeçmeyin, mantıklıca düşünün, ya boşanın ya devam edecek bi yol bulun. Ama geçmişte yaptığınız hatanın cezasını bi şekilde çekeceksiniz. Bunu siz seçtiniz ve böyle oldu. Ama vazgeçmeyin hayatınızdan. Cezanızı çekin, dersinizi alın ve hayatınıza güçlenmiş olarak devam edin.