5. Yolculuğa Dair - Yol Rehberi Serisi


Bir lambanın yapılış amacı nedir? Aydınlatmasıdır. Bir köprünün ki nedir? İki bağımsız noktayı birbirine bağlamaktır. Hayvanların amacı nedir? Herşeye rağmen nesillerini devam ettirmektir. Oksijen görevini yapar, bitkiler görevini yapar, su görevini yapar, toprak görevini yapar. Bakarsın ki, etrafına aslında herşeyin bir işlevi var, bir amacı var. Doğaya bakarsın, her yerde bir denge, bir ahenk görürsün. Her varlığa bakarsın, bir işe yaradığını görürsün. Peki insan ne işe yaramaktadır, amacı nedir söyler misin ey okuyucu? Bakarsın ki, bu varlıkların hepsinden üstün olduğunu iddia eden insan, gelir bu dengenin, ahengin içine eder, sadece onlara da değil, kendine de eder aynı zamanda. İşte bunların hepsinin sebebi, amacını bulamaması veyahut bir amacı olması gerektiğinden haberdar olmamasıdır. Seviyeli insanların biraraya geldiği bir arkadaş toplantısında, ortama girip huzuru bozan, etrafı dağıtan seviyesiz eleman gibidir insan bu dünyada.

İşte bu yazımızda önceki yazımızda bahsettiğimiz yolumuzla ilgili biraz detaya ineceğiz. Hala niye böyle birşeye gerek var diyenler için üstteki paragrafı hazırladık. Oraya bakabilirler. Peki kimler gerçekten böyle bir yola ihtiyaç duyacaklar? Bu yazı serisini okuyan herkes, “Evet bende başlamalıyım bi yerden.” Diyerek hemen heyecanla, merakla, umutla kendine bir yol çizmeye çalışıyor mu sanıyorsunuz? Malesef ki hayır. Sadece gerçekten ihtiyaç duyanlar su gibi içeceklerdir kendilerine yol gösterenlerin sözlerini, kitaplarını, düşüncelerini.

Kimdir bu ihtiyaç sahipleri peki? Kimler arayıştadır ya da arayışa girme yolundadır? Kimlerden bahsediyoruz burada? Üzerinde yürüdüğü ve yol sandığı hayat akışının kendisini hiçbir yere götürmeyeceğini anlayanlardan bahsediyorum. İkinci yazımız olan “Yol İşaretleri” nde bahsettiğimiz problemler içinde kaybolanlardan bahsediyorum. Kendisi için hayatın bir anlamı kalmamış olanlardan bahsediyorum. Sabah uyanırken “Lanet olsun yine uyandık” diyenlerden, akşam yatarken hiç uyanmama ümidiyle yatanlardan bahsediyorum. Her gün intihar düşüncesiyle yaşayan insanlardan bahsediyorum. Yani hiç bir yere varamayanlardan ve kaybolanlardan. Kaybolmuşlara sesleniyorum, yazı bundan sonra sadece size hitap edecek.

Ey bir yolu olmadığını anlayan ve nereye varacağını ya da varıp varmayacağını bilmeyen, ümitsiz kardeşim! Diyeceklerimi iyi dinle, üzerlerine iyi düşün. Ne kadar düşünsen de yeter deme. Sana haber veriyorum. Diyorum ki, herşey senin elinde. İstersen değişebilirsin, nasıl bir insan olmak istiyorsan olabilirsin, karakterini, fıtratını, davranışlarını, alışkanlıklarını değiştirebilirsin. Bunlar sadece şahsınla ilgili olanlar. Başka neler yapabilirsin biliyor musun? Madem yolun yol değil, madem kaybedecek çok bişeyin kalmadı, gel, bir yol edin. Bir amaç edin. Yolun sonunda varmaya çalışacağın bir amaç. Ama nasıl bir amaç edinmeli? Çok zengin olmak gibi mi? Hayır sen biliyorsun ki, bu seni mutlu etmeyecek, sen yaşadıklarınla anladın bunu. He yok anlamadıysan bunu, daha alacağın çok yol var demektir. O zaman ne olmalı, ne için yaşamalı? Evet önce bunu araştırmalısın. Hayat ne için yaşanır ve yaşanmalı? “Beni gerçek mutluluğa eriştirecek şey nedir?” diye sor. Sor, de ki, “Nedir bu hayat, nedir mutluluk, nedir sevgi?”. “Ben kimim?” de. Birinden başla bunların. Hepsi içiçe zaten, hepsi birbiriyle bağlantılı. Birinden başlayıp diğerinden çıkacaksın. Yeter ki sormayı bırakma.

Sordukça, araştırdıkça anlamaya başlayacaksın. Gereksiz gördüğün ya da sana okuması zor gelen kitapların ne kadar değerli olduğunu anlayacaksın. Önceden ilgini çekmeyen şeylerin şimdi nasıl da ilgini çekmeye başladığını göreceksin. Durma sakın, az bişey anlayınca durma. Ben bildin, başkaları bilmiyor deme. Kendini başkalarıyla karşılaştırma hatasına sakın düşme. Yeter deme. Durmak seni gerisin geriye itecek, ilerlediğin yolu geri tepeceksin. Yüksekten düşersin de farkına varmazsın sonra. Sonra yoluna sövmeye başlarsın seni bu hale getirdi diye. Durmamalısın hiçbir zaman, önüne ne çıksa da durmamalısın. Bazen kafan karışacak, bazen çıkmazlara gireceksin. Bunu bil ve buna göre hareket et. Acele etme, telaş ve panik düşmanımız, bunu unutma.

Sonra yavaş yavaş şekillecek amacın kafanda, kendini ve yaşadığın hayatı anladıkça. Diyeceksin ki, şunu yapmak istiyorum, şuraya ulaşmak istiyorum. İşte ondan sonra ne yapacaksan yap artık. Tavsiyem, bu noktaya gelene kadar ne yaptıysan bunu devamlı yapman. Hiçbir zaman yeter dememen. Ama sen bilirsin. Burada asıl önemli olan amacın anlaşılarak, benimsenerek belirlenmesi ve sımsıkı ona bağlanılması. Mesele aslında amacı bulmak ve ondan kopmamak. Benim bu serideki amacımda, sana amacını buldurmak, onu anlamanı sağlamak ve ondan kopmamanı sağlamak. Çok kolay görünebilir burda okurken ama öyle değildir aslında. Başlarsan anlayacaksın.

Bir önceki yazıda bir amaç söylemiştim, hatırladın mı? Neydi? “İnsan Olmak” tı. Gerçek insan olmak. Sonrasında ise hangi amacı benimsersen benimse, “İnsan Olmak” amacıyla şimdi değilse bile sonradan kesişecek ve belki de tamamen birleşecek. Bu yüzden yol geniş olsun diye, amacını da “İnsan olmak” diye belirleyeyim dedim. Bazıları “Nirvanaya Ulaşmak” der, bazıları “Marifetullah Ufku” der, bazıları ise “Sevmek” ve bazıları ise “Kendini Bilmek” der. Bunların hepsi bir yerde aynı kapıya çıkar.

Bu çizeceğimiz yol ya da yol rehberi, adına ne denirse artık, işte onda, aklın rehberin olacak. Ama rehberine tam güvenmeyeceksin. Devamlı kontrol edeceksin. Belki yolda ilerlerken bir amaç bulduğunu düşüneceksin, işte burada aklına güvenmeyeceksin hemen. Kontrol edeceksin. Bulduğun amacını yanlışlamaya çalışacaksın, amacının doğruluğunu test için sorular soracaksın, azimle sabırla kendi düşüncelerini köşeye sıkıştıracaksın. Bir açık yakalamaya çalışacaksın. Bir sorun bulamadığın vakit devam edeceksin. Bu meselenin geniş izahı sonradan yapılacak sana. Sadece ön bilgi bunlar. Başka kontrol mekanizmaları da mevcut. Yapabilirsek sonradan bahsedeceğiz sana hepsinden.

Her problem bizim için bir fırsattır demiştim hatırlarsan. İşte sana fırsat, kaybedecek ya hiçbirşeyin ya da çok az şeyin var. Birşey kaybetmeyeceksin zaten. Sadece bir yol göstereceğim, yapman gereken azimle okumak, düşünmek, öğrenmek. Ve vazgeçmemek. Diğerleri de okumak öğrenmek isterlese onlara da kapımız açık tabi. Henüz düşmemiş olanlar yani. Ya da düşmüş de farkında olmamış olanlar.

Şunu da eklemeden bitirmek istemiyorum. Bil ki, bu süreç bir kaç haftada, 3 5 ayda bitecek birşey değil. Bilmediğimiz o kadar çok şey var ki, öğrenmeye ömür yetmez. Bu süreci bir hayat tarzı haline getirmelisin ki, maksimum verim alınabilsin. Bir tane de kitap tavsiye edeyim. Farklı yolların yolcularını oku diye. Dostoyevski’den “Karamazov Kardeşler”. Bu şekilde kendi kararlılığını da görmüş olursun. Kitap kalın çünkü :)
5. Yolculuğa Dair - Yol Rehberi Serisi 5. Yolculuğa Dair - Yol Rehberi Serisi Reviewed by Kerem Yeniyurt on 16:20 Rating: 5

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.